Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda çok az canlı yaşar. Endemik inci kefali bu canlıların en çok bilinenidir. Az sayıda plankton türü de gölde yaşayan diğer canlılar arasındadır. Van Gölü’nde ilgi çekici bir oluşum daha var. Mercan kayalıklarına benzeyen bu oluşumlar mikrobiyalitler olarak adlandırılıyor. Mikrobiyalitler kayaç benzeri yapılardır; siyanobakterilerin ve bazı mikroalglerin fotosentezi ve çevrelerindeki sudan kalsiyum karbonat çökeltmeleri ile oluşurlar. Milyonlarca yıl önce dünyada çok yaygın olarak bulunan mikrobiyalitler günümüzde çok az yerde ve sınırlı sayıda bulunuyor. Van Gölü’ndeki mikrobiyalitler dünyanın en büyükleri. Büyüklükleri 30 santimetreden 18 metreye kadar değişiyor. Bulundukları derinlikse 1,5 metre ile 22 metre arasında.
Mikrobiyalitler Van Gölü’nde nerelerde bulunuyor?
Van Gölü’nde görülen büyük mikrobiyalitler, kalsiyum bakımından zengin suların çıktğı bölgelerde oluşuyor. Van Gölü’nde şimdiye kadar tespit edilen mikrobiyalit kolonilerinin nerelerde bulunduğunu harita üzerinde görebilirsiniz.
Mikrobiyalitlerin Van Gölü için önemi nedir?
Van Gölü; oluşumu, eşsiz yapısı, biyolojik çesitliliği gibi konular bakımından bilim dünyasının ilgisini çeken bir sucul ekosistem. Göl sularının tuzlu ve sodalı olması, Van Gölü sularının kullanımını imkânsız kılıyor, kapalı bir havzada yer alması ise gölün su varlığının tamamen iklime bağlı olarak degişmesine neden oluyor. Bu yüzden Van Gölü, iklim değişimi ile ilgili çalışmalar için bir laboratuvar görevi üstlenebilecek nitelikte bir ekosistem.